Montessori Yöntemi
‘Bilimsel araştırmalar göstermektedir ki eğitim, öğretmenin verdiği bir şey olmaktan çok bireyin kendisi tarafından yürütülen doğal bir süreçtir ve dinleyerek değil içinde bulunulan çevrede bireyin kendi yaşantıları sonucu elde ettiği deneyimler ile kazanılır. Eğitimci ancak bu muazzam doğal sürece yardımcı olabilir. Bu yardımı sayesinde, insan ruhunun özgürleşmesine tanıklık eder. Olayların ve olanların kurbanı olan bir nesil yerine, insanlığın geleceğine şekil verebilen hayat görüşüne sahip yeni bir neslin doğmasını sağlar.’
Maria Montessori (Education For a New World)
Dünyada 100 yıldır uygulanmakta olan Montessori eğitim sisteminin temel felsefesi; çocuğa çok fazla müdahale etmeden, kendi seçtiğini öğrenme, kendi kendine öğrenme, kendi kendine çalışma ve hatasını düzeltme özgürlüğünü sağlamaktır. Bu öğrenme sisteminde öğretmen çocuğun asistanı rolündedir. Öğretmenin görevi, gereksinim duyan çocukları en doğru zamanda destekleme, yönlendirme ve onlarla öğrenme sürecini paylaşmaktır.
2-3 yaşından itibaren hareket alanı genişleyen çocuğa engelleyici tutum ve davranışlar gösterilmediğinde araştırma ve keşfetme duygusu gelişir. Bizim bu dönemde yapmamız gereken varolan potansiyeli uygun çevre koşulları ve doğru zamanda (ne erken ne de geç) verilen doğru destek ile en üst düzeyde desteklemektir. Montessori eğitim sisteminde yer alan çocuk tamamen kendi ilgi ve ihtiyaçları gözetilerek hazırlanmış son derece özel ve özenli çevre içinde temel bilişsel becerileri kazanırken aynı zamanda geliştirdiği dikkat çekici iç disiplin ve düzen ile en başta kendine, bununla beraber etrafındaki insanlara ve doğaya saygı bilincini de benimser. Kendini önemli ve değerli hisseden çocuk aynı hisleri çevresi içinde duyar.
Montessori yöntemi özünde bir kurallar sisteminden oluşmaktadır. Çocuğa sunulan kurallar onun özgürlük alanının da belirleyicileridir. Sınırsız özgürlük olamayacağı gibi kuralsız özgürlükte olamaz. Fakat bu kurallar sisteminde çocuğun öğrenme özgürlüğü ve bireysel düşüncesi asla engellenmez. Aksine yaratıcı gücü, bireyselliği ve bağımsız davranma gücü desteklenir. Montessori sisteminin özünü oluşturan kurallardan bazıları şunlardır:
Hiç kimse başkasına zarar verme hakkına sahip değildir.
Her birey kendi kendine çalışma hakkına sahiptir.
Materyalin her biri sınıfta sadece bir adettir. Çalışma sonunda materyali rafa kaldırmak zorundayız. (bizden sonra çalışmak isteyen arkadaşımız için hazır bırakmalıyız.)
Bir çocuk bir materyale konsantre olmuş çalışıyor ise hiç kimse onu rahatsız edemez. Herkez çalışmasını bir başkası tarafından engellenmeden sürdürme hakkına sahiptir.
Okullarımızdaki bu kurallar ve disiplin öte tarafta çocuklara sağladığımız eşsiz özgürlük hiçbir şekilde çocuklara sözlü olarak öğretilmez. Çocuklar tamamen okullarımızın günlük yaşantısında zaten varolan düzen sükunet ve ahenkine uyum sağlarlar. Öğretmenlerin ses tonu, sakinlikleri ve çocuğa yaklaşımları Montessori okullarını diğer okullardan ayıran en önemli özelliktir.
Montessori okullarında karma yaş uygulaması sistemin en temel özelliklerindendir. Canlı bir sosyal yaşam okullarımızın vazgeçilmez ilkesidir. Binalarda sınıflar arasında duvarlar ya da kesin sınırlar yoktur. Böylece tamamen gerçek toplumsal yaşamın bir örneği görürüz.
Çocuklar arasında yarış duygusu yoktur. Çocuklar sadece kendi kendileri ile yarışırlar. Ödül ve ceza kullanılmaz. Küçükler büyükleri gözlemleyerek model alırlar, büyükler küçükleri kollayarak bildiklerini onlara öğretir aynı zamanda kendi bilgilerini de bu anlamda pekiştirme şansına sahip olurlar. Çocuklar arasında çocuk ve yetişkin arasında olandan çok daha doğal bir iletişim vardır. Yetişkinlerin koruyucu ve kollayıcı tavırlarındansa birbirlerine ne zaman yardım edilmesi gerektiğini en iyi çocuklar bilir.
Montessori okullarında kullanılan materyaller tamamen sistemin özel ve özgün materyalleridir. Her bir materyalin ayrı bir amacı ve sunuş yöntemi vardır. Montessori metodundan tam olarak olumlu geri dönüş alınabilmesi için bu materyallerin eğitim ortamında bir bütün olarak yer alması ve mutlaka Montessori eğitimi bilgi ve tecrübesi olan kişiler tarafından uygun ve düzenli bir sırada uygulanması gerekmektedir. Bu materyalleri ana başlıklar halinde aşağıdaki gibi gruplandırabiliriz:
Günlük Yaşam: Çocuğun günlük yaşantısı içinde her zaman karşılaştığı aktiviteleri pratik etmesini sağlar. Bu materyaller gerçek hayattaki ile tıpatıp aynıdır Tek fark çocuğun kullanabileceği ölçülerde olmasıdır.(Örnek: Ayakkabı bağcığı bağlama,saç örgüsü örme,limonata yapma)
Dil Materyalleri: Çocuğun sözel olarak kendini daha doğru ifade etmesine yardım edecek materyaller ayrıca okuma yazma çalışmaları için çok sağlam bir temel oluşturacak materyaller vardır. (Örnek: Sınıflandırılmış kartlar, Model harfler,Harfleri çizgi üzerine yerşetirme)
Genel Kültür: Coğrafya,zooloji,botanik Montessori okullarında ciddi anlamda işlenen konulardır. Dünyayı önce bir bütün olarak ele alırız. Kıtaları, coğrafi şekilleri vb. öğrendikten sonra zooloji ve botanik ile dünyayı dekore etmeye başlarız.( Örnek: Montessori okullarında doğru bir eğitim almış bir çocuk 6 yaşına geldiğinde Avrupa ve Asya ülkelerinin harita üzerindeki yerlerini, bayraklarını bilir. Yaprak çeşitlerini bilir ve gördüğü yaprakları iğne biçimli,böbrel biçimli,spatula biçimli vb. isimlendirir.)
Duyusal Materyaller: Çocuğun doğumundan itibaren duyu organları yolu ile zaten gözlemlediği ve zihnine kaydettiği bilgileri daha düzenli ve organize hale getirerek kullanılmasını sağlayan materyallerdir.(Örnek: Koklama termosları, ısı termosları, geometri kabini, tat alma egzersizi)
Matemetik Materyalleri: Montessori okullarında amaç matematiğin temel mantığının çocuğa kazandırılması böylece çocuğa matematiğin sevdirilmesidir. Matematik materyallerimiz son derece organize bir biçimde en somuttan en soyuta doğru çocuğa matematiğin temel kavramlarını ve bakış açısını kazandırmak üzere düzenlenmiştir (Örnek: Sayma çubukları, renkli boncuk materyali, kesir çalışmarı, toplama yılanı)
Öznur Kayım
İlk İz Montessori Okulu Kurucu Müdürü